6 Ocak 2012 Cuma

BÜYÜK AŞKLAR BEYİNDE BAŞLAR...

Beyinle ilgili birçok yanlış bilgiye sahibiz, bunlardan biri de aşkla ilgili.
Aşk şarkıları yazanlar yanlış biliyor,aşkın kaynağı kalp değil beyin!
Aşk bir beyin işlevidir."Beynin Pisi Reis'i" lakaplı,dünyaca ünlü beyin cerrahımız Prof. Gazi Yaşargil'in deyişiyle "sevginin kaynağı beyindir.

Aşk duygusu sanılanın aksine kalbimizde değil,beynimizdeki korteks ve limbik merkezde oluşur.Beynimizin emriyle salgılanan kimyasallar kalbimizin etrafında hissedildiği için, sevgilimizi kalbimizde sanıyoruz.

Aşkta, kalp beynin memurudur.Aşkı beynin değil,kalbin etkinliği sanmak,satrancı beyin sporu değil,el/parmak sporu sanmaya benzer.

Abarttığımın farkındayım,ama lütfen aşkımızın kaynağını doğru bilelim ve sevgililer gününde kalp çizip beynimizi üzmeyelim ...:)

Mümin SEKMAN'ın "herşey beyinde başlar" kitabından alınmıştır.
Ne kadar yazsanda bazen sayfalar, kalemler yetmez mısralarına ve eğer bir gün aklına gelenlerin üzerini hiç karalamadan bir cümle oluşturabiliyorsan hoşgeldin aramıza...  :)


O.F.E.

EBEDİ Aşkınn formulünü buldummmm :)

Her zamanki yerime cafeye yazı yazmak içi oturup kahvemi yudumlarken yanıma oturan orta yaşlı bakımlı ve güzel giyimli çiftin konuştuklarını dinlemekten kendimi alamadım...

O kadar büyük bir ilgiyle birbirlerine bakıyor ve konuşuyorlar ki neredeyse ağlayacağım...

Birbirlerine olan saygıları bunca yıla rağmen nasıl hiç bozulmadan devam ediyor nasıl aynı ev paylaştıkları halde hiç susmadan bir cafede oturup konuşacak birşeyler bulabiliyorlar, genç yaşta olup yaşanması ekonuşulması gereken o kadar şeyi konuşmayı ertelemiş ve konuşmaktan çekinen gençler bu kadar fazlayken ben şuanda yanımdaki masada oturan hanımefendinin ve beyefendinin ellerini öpmek istiyorum.

Ve şuan uzun vadeli sevginin sırrını çözmüş bulunuyorum... birbirlerinin gözlerinin içine bakmak..

Yaşları 60'a yakın gibi görünen bu iki çift nasıl oluyor da hala bu kadar çok şey paylaşabiliyor çıldıracağım resmen bir yandan yazıyor bir yandan onları dinliyor ve izliyorum...(şöyle bir dikkat ettim de bu kadar çok şeyi aynı anda nasıl yapıyorum maşallah bana)

Birbirlerine öyle bakıyorlar ki sanki yeni yetme aşıklarr...Birbirlerinin anlattıklarını öyle bir dinliyorlar ki sanki ölümsüzlüğün formülü bulunmuş onu anlatıyor hanımefendi... Ve öylesine güldürüyor ki beyefendi onu....

Bende yan masada hıçkırıklar içersindeyim...

Nedenmi önümde bilgisayarım, oturmuş onları öykülerini yazarken, mutlu aşkın ömürlük aşkın sırrını ararken onlar çözmüşlerr yaşıyorlarr ve yaşamaya devam edecekler.Allah hiç bozmasın ömür boyu böyle sürsün inşallah.

Bu güzel çiftin bana öğrettiği şey ise sevdiğinin gözüne gözünün içine bakmak dinlemek, anlamak,anlamaya çalışmak, geri bildirimde bulunmak soru sormak...

Saygı duymak, saygılı olmak işte hepsii bu kadar basitt....

Mutlulukları daim olsun, aşk hep yoldaşları olsun....

O.F.E.